Nasıl vegan oldum?

Veganlıktan önce

Yıllar önce ben de vegan değildim. Standart bir beslenme şeklim vardı, bol kalorili, bol kolesterollü, bol tatlılı, bol paket servisli. Yani en kolayda ne varsa onu yiyordum. Tesadüfen bir gün kolesterolümün çok yüksek olduğu ortaya çıktı.  Arka arkaya yapılan testlerden sonra kah laboratuvar makineleri suçlandı yüksek kolesterol değerleri için, kah akşamdan yediğim pastalar.  Bu değerleri düşürmek bir türlü mümkün olmuyordu, zaten ailemdekiler de bunu kalıtsal olduğunu ve ne yaparsam yapayım kolesterolümün düşmeyeceğini söylüyordu. Sonra bir gün, yüksek lisans için gittiğim New York Üniversitesi’nde bir öğrenci grubu elime bir broşür tutuşturdu.  Yumurtlayan tavukların endüstriyel çiftliklerdeki yaşam koşullarını, erkek buzağıların süt endüstrisine faydası olmadığı için nasıl gencecik yaşta kesilip et yapıldığını, civcivlerin fazlasının çöp kutularına atılıp ezilerek kedi-köpek maması yapıldığını ilk kez orada gördüm.  Bunlar doğru olabilir miydi? Düşünmemeye, aklımdan çıkarmaya çalıştım. Belki düşünmezsem, aklıma getirmezsem bu gerçekler de yok olurdu. Ya da belki hayvansal gıdaları azaltabilirdim. Hem kolesterol değerlerim de yüksekti, belki eti azaltmak işe yarayabilirdi. Derken bir yoga eğitmenliği ön hazırlığı olarak bir kitap okumak zorunda kaldım. Defalarca kitabı bırakıp artık düşünmemek istedim, ama ödev olduğu için hem merak hem de korkuyla okumayı bitirdim. Kitap temel olarak o broşürde gördüklerimi daha detaylı olarak anlatıyordu. Kitabı okumayı bitirince hem korktum, hem üzüldüm, hem de kendimi aldatılmış ve çok çaresiz hissettim.  Aldatılmıştım, çünkü bana çizilen mutlu inek vs. tablolarına aldanıp zalimce bir işe ortak olmuştum. Çaresizdim çünkü hayatımdaki bütün hayvansal ürünleri çıkarmak mümkün değildi, bunu yapamazdım, yaparsam ölürdüm.

Vegan olmaya doğru ufak adımlar

Sonrasında yavaş yavaş yediklerime alternatifler bulmaya başladım, türlü çeşitli yeni besinle tanıştım. Tabi New York’ta, tüm yeniliklerin göbeğinde olmak oldukça yardımcı oluyordu. Ayrıca bir bilim kadını olarak yetişiyor olmak da işe yarıyordu, merak ettiğim şeyler hakkında yapılmış bilimsel çalışmaları kaynağından bulup okuyabiliyor ve anlayabiliyordum. Tüm bilgilere erişimim vardı, tüm kaynaklara erişimim vardı. Okuyup öğrendikçe et yemeyi içime sindirememeye başladım.  Yavaş yavaş her türlü eti hayatımdan çıkardım. Deniz ürünlerini de sıfırlayınca sadece süt ürünleri ve yumurta kalmıştı.  Eh, o kadar da olsundu artık. Vegan olacak halim yoktu ya! Çünkü vegan demek, uçarı kaçarı, aklı havada, kendine katı kurallar koyan, manyak biri olmak demekti.

Vegan olduğum an

Günlerden bir gün, bir yoga dersinde, bir ineğin kadınlığıyla benim kadınlığım arasında hiç bir fark olmadığını gökten düşer gibi bir anda fark ettim.  Onun bir yavru doğurup emzirmesiyle benim bir yavru doğurup emzirmem arasında hiçbir fark olmadığını hissettim. Ve o anda o başka türden kadınla yavrusu arasına girmeye, onun sütünü almaya, sütü için sömürmeye hiç hakkım olmadığını hissedip, bu sömürü sistemiyle hiçbir ilişkim olmamasını diledim.

Çok zor bir andı. Ağladım mı, titredim mi, ürperdim mi hiç hatırlamıyorum. Hatırladığım tek şey, çok korktuğum ve kendime karşı çok dürüst olduğumdu. Bütün savunma mekanizmaları düşünce anladım ki, vegan yaşamayı denemezsem kendime olan saygımdan eser kalmayacaktı. En azından “Denedim, olmadı” diyebilmem gerekiyordu.  Açlıktan ölecek hale gelince bırakabilirdim, ama en azından denemem gerekiyordu. Oradan çıkıp da açlıktan ölmek korkusuyla markete girdiğimde perişan haldeydim. Ama marketten çıkıp da elimde tıka basa dolu torbalarda türlü çeşitli baklagiller, tahıllar, gevrekler, bitkisel sütler, sebzeler ve meyvelerle eve doğru yürürken, çok farklı bir duygu içindeydim. Kendimi hiç bu kadar özgür hissetmemiştim, hiç bu kadar hafif ve hiç bu kadar güçlü hissetmemiştim. O günden beri her gün, her öğünde bilinçli ve yürekten bir tercih yaparak hayvansal hiçbir şey tüketmiyorum.  Ve üstelik o günden beri kolesterol seviyelerim de çok sağlıklı.

Sonrası

İnandığım şeyler uğrunda yaşamak beni güçlü kılıyor. Vegan hayattan şüpheye düştüğüm her an bilimsel makalelere veriyorum kendimi ve her defasında veganlığa daha inanmış ve daha kendime güvenli şekilde yoluma devam ediyorum. İki vegan hamilelik, sonrasında iki vegan emzirme dönemim, ve sonucunda iki çok sağlıklı bebeğim oldu. Vegan olarak çok yoğun spor yaptığım (günde 3 saatten fazla) dönemler oldu. Yaşadığım tüm deneyimleri, edindiğim ve her gün edinmekte olduğum yeni bilgileri sizlerle de paylaşmak, sağlıklı bir vegan olmak veya vegan kalmak isteyenleri destekleyebilmek için bu blogu yazıyorum.

Yazdığım bazı yazılara bu linke tıklayarak ulaşabilirsiniz. Gerisi de zaten bu sayfada.