Eser miktar, bazen sık sık tartışılan bir konu.

Satın alınan paketli gıdaların ambalajlarında içerik yazar, ve bu içerikte hayvansal bir ürün olmamasına rağmen bazen en altta bir uyarı görürsünüz: “Eser miktarda süt içerebilir” der. Veya sadece “süt içerebilir”.

Örneğin, Eti Karam Bitter çikolataya bakalım. İçindekiler kısmında hayvansal içerik yok, ancak not olarak “Eser miktarda süt içerebilir” ifadesi eklenmiş.

Eti Karam çikolata eser miktar eser miktar eti karam 2

AB ülkelerinde sadece içindekilerde alerjen varsa koyu harfle yazmak zorunlu, “içerebilir” uyarısı yapmak zorunlu değila,b ve bununla ilgili bir denetim yok, çünkü zorunluluk yokc. Amerika’da da kurallar aynı, ve içerebilir ifadeleri zorunlu değild. Yani “eser miktarda içerebilir” uyarısı yapmak, firmanın insiyatifine ve duyarlılığına kalmış bir şey. “Eser miktarda içerebilir” uyarısı içermeyen ürün vegan demek değildir, bu firmanın bu uyarıyı yapmamayı seçtiğini gösteriyor.

Eti Karam’a dönelim. Eti firması BRC (British Standard Consortium) standartlarına uygun olarak üretim yaptığını beyan ediyor internet sitesinde. Tüm ürünlerinde BRC kurallarını uyguluyor. BRC kuralları gereği, eğer içerikte alerjen varsa (ki süt ürünleri ve yumurta alerjen listelerinin başında geliyor) içerikte kullanılan alerjenleri koyu puntolarla göstermek zorunlu. Ancak eğer bu alerjenler, bir içerik malzemesi olarak kullanılmadılarsa, içerebilir uyarısı yapmak isteğe bağlı.

 

“Eser miktar içerebilir” ne demek?

İçindekiler listesinde hayvansal ürün olmaması, bunun bir malzeme olarak eklenmediğini ifade ediyor (eklenseydi takip ettikleri standartlar gereği bunu hem belirtip hem de koyu puntoyla yazmaları gerekecekti.) Malzeme olarak eklenmemiş, ancak bu alerjenin kullanıldığı bir üretim veya paketleme bandında, ya da stoklama alanında, kısacası kasten olmayan bir şekilde bulaşmış olma ihtimali olabilir demek oluyor. Alerjen maddenin (süt diyelim) eklendiği bir ürün üretilirken eklenmeyen ürünle aynı üretim bandının kullanılması, aynı saklama depolarının kullanılması, hatta çalışanların iki ürün üretilirken aynı önlükleri giymesi bile bir bulaşma nedeni sayılabiliyor. “İçerebilir” ifadelerinde bir zorunluluk ve dolayısıyla da denetim olmadığı için, “içerebilir” ifadesini koymak ancak tüketicileri bilgilendirmeyi ve alerjisi olanları korumayı seçen firmaların uygulaması. Eser miktar uyarısı olmayan paketli gıdaların içinde eser miktar olmadığı anlamına gelmiyor, sadece üretici firmanın bunu yazmamayı seçtiğini gösteriyor.

 

Bulaşma ne miktarda olabilir?

Alerjen malzemenin eser miktarda bulunması demek aslında ppm seviyesinde, yani milyonda bir bulunması demektir. Ancak, bulaşma ihtimali olan alerjen bir malzeme olarak katılmadığı sürece ve kasten üretime eklenmediği sürece bulaşma üst limiti belirlenmiş değil ve bu konuda bir denetim mekanizması yok.

Alerjenler çok düşük seviyelerde bile etki gösterebiliyorlar. Etki gösterdikleri seviye değişebiliyor ancak ortalama 20 ppm diyelim. Örnek verecek olursak çikolata barımıza dönelim. “Eser miktarda süt içerebilir” diyor. Yani 1 milyon gramında 20 gram süt bulunabilir, 1 tonda ise 20 gram. Biraz daha anlamlı hale getirelim. 1 kilogramda 20 miligram. Ya bir paket çikolatada, yani 80 gr çikolatada?

80 gram çikolataya ise 80 gr x 20/1.000.000 = 0,00016 gram süt bulaşmış olma ihtimali var diyor kabaca. Bu kesin bir hesap değil elbet, üç eksik, beş fazla diye düşünün.

Peki 0,00016 gram süt kaç damla süt ediyor?

Sırf bunu göstermek için inek sütü ellemek istemedim. Onun yerine su kullandım. Su ile sütün özkütlesi oldukça yakın. Suyun özkütlesi 1 gr/ml, inek sütünün ise 1,03 gr/ml. O yüzden de aynı kabul ettim.

eser miktar su damlası

eser miktar su damlası 2

Elimdeki imkanlarla edinebildiğim en küçük su damlasını bir pastör pipeti ile edindim, ve hassas terazi ile ağırlığını ölçtüm: 0,025 g civarında (resimde). (Darası alınmış bir kağıdın üstüne pastör pipeti ile su damlattım. Damlayı görebiliyor musunuz? Kağıdın sağ alt tarafında.) Yani yukarıdaki hesaptaki süt miktarının 150 katından fazla (0,025 g/0,00016 g = 156,25).

Yani bir çikolata barının içine bulaşmış olma ihtimali olan süt miktarı resimdeki neredeyse görünmez damlanın 150 kere daha küçültülmüş halinden bile az.

Böyle bir miktarın bilerek, kasten eklenmesi çok zor. Bu nedenle de bunlara “kazara” bulaşma deniliyor zatene.

 

Vegan logolu ürünler de “eser miktar” içerebilir

Vegan logolu ürünlerde bile “eser miktar içerebilir” ifadesi kullanılabilirf. Bir ürüne test yapılsa bile (örneğin diyelim bu çikolata barına test yapılsaydı), misal laktoz için testler 70 ppm’in altına inemediği için, ancak 70 ppm’den az olduğu söylenebilirdi (yani 0,00056 gramdan az). Buna da bazıları sıfır diyor.

Laktoz miktarının sıfır olduğundan emin olunamaz, ve eğer aynı fabrikada üretiliyorsa veya herhangi bir şekilde havadan bile olsa bulaşma ihtimali varsa “eser miktarda süt içerebilir” demek doğru olur ve alerjisi olan kişileri korur. (Alerjen içermediği halde aynı üretimhanede üretildiği için her ürüne “içerebilir” diye yazmanın alerjik kişilerin seçeneklerini gereğinden fazla azalttığı ile ilgili tartışmalar var.) Avrupa’da satılan birçok vegan logolu üründe “süt veya yumurta içerebilir” ifadelerini sıklıkla görebilirsiniz. Bunu ilk gördüğümde şaşırmıştım. Bu ifadeler, ürünün vegan olmadığı anlamına gelmez, çünkü kasten eklenmiş bir içerik değildir. Ancak bu alerjenlerin kazara bulaşma ihtimali vardır anlamına gelir. Aynen dışarıdaki bir lokantada yemek yediğiniz zaman her yediğinize aslında “eser miktar” hayvansal içerik bulaşmış olma ihtimalinin olması gibi. Kullanılan tencereler çok iyi yıkansa bile yan ocakta yapılan bir yemekten sıçrama ihtimali bile bu kazara bulaşmaya girer. Ya da ne kadar iyi yıkanmış olursa olsun tencerenin bir kenarında ufak bir kırıntının kazara kalmış olma ihtimali her zaman vardır.  Ya da yemeği yapan aşçı, hayvansal ürünü pişirirken aynı kıyafeti giymiştir ve oradan kazara bulaşabilir. Hatta evinizdeki buzdolabınızda hayvansal herhangi bir şey varsa, aynı depolama alanında saklandıkları için vegan olan yiyeceklerinize de kazara “eser miktar” bulaşmış olabilir, en azından uluslararası alerjen etiketleme yönergelerinin tanımına göre.

 

“İçinde çok az süt var”

Eser miktar tartışmalarının büyük bölümünün yanlış anlamadan, veya yanlış tanımlardan kaynaklandığını düşünüyorum. Eser miktar ile “çok az miktarda”yı birbirinden ayırmakta fayda var. Örneğin lokantaya gidip pilav aldığınızda, aşçı eğer “çok az miktarda tereyağı var” diyorsa, bu eser miktar değildir. Tereyağı, bu yemeğe bilerek eklenmiş bir malzemedir, ve pilav vegan değildir. Ancak içine hiçbir hayvansal malzeme konulmayan yemek de, eğer vegan lokantada yapılmamışsa, eser miktarda süt, yumurta, terayağı, vs. içerebilir. Ne kadar temiz ve özenli bir yer olduğu hiç önemli değil, aynı ortamda hayvansal bir ürün de bulunmuşsa eser miktarda kazara bulaşmış olma ihtimali her zaman vardır.

 

Eser miktar tüketirsem veganlığım bozulur mu?

Veganlık oruç değil ki herhangi bir koşul altında bozulsun. Neden vegan olduğunuzu hatırlayın, Elinizden geleni yapın. Ben “eser miktar içerebilir” ifadesi içeren ürünleri kullanıyorum. Paketli ürün kullanan herkes de aslında “eser miktar” kullanıyor. Çünkü bildiğim kadarıyla Türkiye’de sadece vegan ürün üreten bir tesis yok (tek üründe özelleşmiş yerel üretimhaneleri bunun dışında tutuyorum, örneğin zeytinyağı üretimhanesi, vs.) . Üretimin herhangi bir aşamasında hayvansal ürünlerden kazara eser miktar bulaşmış olması ihtimali her zaman var, üretici firma bunu pakete yazsa da yazmasa da.

 

Peki ya siz eser miktar konusunda ne düşünüyorsunuz? “Eser miktar içerebilir”uyarısı olan ürünleri kullanıyor musunuz? Kullanıyorsanız içiniz neden rahat? Kullanmıyorsanız neden çekiniyorsunuz? Düşüncelerinizi paylaşmak için aşağıya yorum bırakabilirsiniz.

 

a.http://www.food.gov.uk/sites/default/files/multimedia/pdfs/maycontainguide.pdf

b.http://farrp.unl.edu/image/image_gallery/April%202015%20EFSA%20Guidance.pdf

c.http://labellingtraining.food.gov.uk/module4/overview_3.html

d.http://farrp.unl.edu/FoodLabeling

e.http://allergytraining.food.gov.uk/english/on-the-label/

f. https://www.vegansociety.com/resources/nutrition-and-health/allergen-labelling

 

Eser miktar vegan mıdır?

Comments

comments

Eser miktar vegan mıdır?” üzerine 34 düşünce

  • Tam da düşündüklerimi yazmışsın, tabi daha bilimsel ve açıklayıcı şekilde. İnsanlar bir süre sonra niye vegan olduklarını unutup, sürekli ayrıntılar üzerinden yarışıyorlar.

  • of ya işte aradığım yazı 🙂 1,5 yıldır veganım ve yaklaşık 10 gün öncesine kadar eser miktarlı ürünleri tüketmiyordum. ama üzerine düşünüp de karar aldığım için değil. sadece tüketmiyordum. ama sonra bunun saçma olduğunu fark ettim ve dediğim gibi 10 gündür falan kullanmakta sakınca görmüyorum. kafamda toparlayıp söze dökemediğim şeyleri yazmışsınız 🙂 gr hesaplarınız da emeğe saygı ister gerçekten 🙂 eser miktarın tartışıldığı her yerde yazınızı paylaşmak istiyorum 🙂 palm yağını masumlaştırıp eser miktara savaş açanlara selam olsun 🙂

    1. Palm yağını masumlaştırmalarına katılıyorum ama eser miktara savaş açtıkları doğru değil; eser miktarlı ürünleri tüketirlerken, eser miktara savaş açmaları mümkün değil. Eser miktarı onlar da tüketiyorlar. Ama palm yağından dolayı kitlesel olarak katledilen hayvanlar veganlar arasında yoğun bir şekilde tartışılmaya ve palm yağının vegan olmadığı yüksek sesle söylenmeye başlayınca, eser miktar tüketmelerine rağmen sanki eser miktar tüketmiyorlarmış gibi suni gündemler yaratarak palm yağının üzerindeki kirli imajı temizlemeye çalıştılar. Eser miktara savaş açmak için önce eser miktarı tüketmemek gerek.

  • Ben de sizin gibi dusunuyorum ve eser miktarli urunleri kullaniyorum cunku eser miktar uyarisi alerjisi olanlar icin. Ben eser miktarli bir urunu kullandigimda hayvan endustrisine herhangi bir katkida bulunmiyorum. Bu yuzden icim gayet rahat..

    1. Önemli olan da bu zaten. Düşünerek karar vermek ve kararının içini rahatlatması.

  • Merhaba Yeliz. Eser miktar vegan değildir. Çünkü hayvan kullanımını büyük, küçük, ya da çok küçük gibi miktarlara ayırmayız. Öyle olsaydı zaten vegan olmamızın da anlamı kalmazdı; örneğin bir misafirlikte pilava kasten değil ama yanlışlıkla konulmuş olan tereyağı varsa onu yemek, ya da örneğin hayvan endüstrisine doğrudan katkısı olmadığı için çöpten çıkan hayvan bedeni ve parçalarını yemek de sorun sayılmazdı eser miktarın sorun kabul edilmediği bir bakış açısında göre. Oysa önemli olan endüstrinin niyeti değil bizim niyetimiz. Bir yiyeceğin içine herhangi bir miktarda, bu miktar 0,00000000016 mikrogram dahi olsa hayvan bedeni parçası ya da salgısı girdiğini, ya da girmiş olabileceğini bile bile, yani göz göre göre bunu hayatımıza alıp almayacağımız.

    Hayvan hakları bir bütündür. Miktarları yoktur. Hayvanları ya kullanıyoruzdur ya da kullanmıyoruzdur. Umarım sen de eser miktarda hayvan bedeni parçaları veya salgıları içeren/içerebilen ürünleri kullanmayı bırakırsın. İşler hiç zora girmiyor inan. Yıllardır veganım ve eser miktar kullanmayı her zaman reddettim; hiçbir şeyim eksik kalmadı. Eser miktarda hayvan içermeyen ürünleri toparladığımız platformlar da var zaten, herhangi bir miktarda hayvan kullanımı içermeyen bir ömürlük gereksinim ve damak zevki çıkıyor herkese. İsteyene bizzat da yardımcı olabilirim.

    1. Ben Vegan ürünleri hiçbir yerde bulamıyorum. Sadece Fındık sütü ve Hindistan cevizi sütünü temin edebiliyorum (Sadece 5M Migros’larda). Hiçbir şekilde hayvansal ürün kullanmak istemiyorum. Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.

      1. Sevgili Melis, Vegan Dükkan diye minicik bir dükkan var İstanbul’da. Bizzat giderek alışveriş yapmak en keyiflisi ama ben bazen telefonla veya internetted de sipariş veriyorum, kargoyla kapına geliyor her şey.
        http://vegandukkan.com/

      2. Merhaba, kapitalist sistemin içerisinde yaşayıp da “saf vegan” kalmanız “imkansız”!!! günlük hayat içerisinde kullandığınız birçok üründe siz bilmeseniz de hayvansal gıda ya da hayvan sömürüsü bulunuyor ne yazık ki… Bir dinin gereği olan bir orucu değil farkındalığımızın ve hassasiyetimizin sonucu olan bir kararımızı gerçekleştiriyoruz. önemli olan bu sistem içerisinde yapabileceğimizin en iyisini yapmak ya da tamamen sistemden kopup kendi saf vegan yaşam alanını kurabilmek…

    2. Merhaba Gülce, “hayvanları kullanmanın miktarı yoktur, ya kullanıyoruzdur ya kullanmıyoruzdur” kısmına katılıyorum. Ama eser miktarın hayvan kullanımına girdiğini düşünmüyorum. Eser miktar uyarısı olmayan ürünler eser miktar içermiyor demek değil. Eser miktar başka bir şey, yukarıda uzun uzun yazdım zaten.

    3. gülce su da içme o zaman. sonuçta üretimde balmumundan faydalanılıyor.
      porselen tabak ta kullanma kemik tozu içeriyor. porselen tabak evinde eminim ki vardır ve buraya gelip de eser miktara laf ediyorsun.
      sonuçta şehirde yaşadığın sürece eser miktarda hayvan sömürüsüne bulaşabiliyorsun, yaşama o zaman, ya da git bir mağarada ömrünü tüket.

    4. Tüm sorun yediğiniz ürünün içinde bulunan hayvansal maddeler değildir umarım. Yani hindistan cevizi toplanırken maymunların köleleştirilmesi, doğal tarla ürünlerinde tarlanın hayvan yardımıyla sürülmesi gibi durumlar da veganlar için sorun teşkil etmeli. Bu sebepten dolayı şuanki sistem üzerinde tam anlamıyla vegan olamayacaksınız ama mümkün olduğunca minimum desteğiniz olacak hayvan kullanımına ama olacak.

      Yani eser miktarı bile olmasa, kesinlikle en ufak ihtimalde bile hayvansal madde içermeyen bir ürünü üreten firma başka ürünlerinde süt kullanıyorsa ve siz bu firmanın “vegan” ürünlerini alıyorsanız vegan olmuş olmuyorsunuz, yine hayvan katline devam eden firmaya finansal desteğiniz devam etmiş ama süt içmemiş oluyorsunuz.

      Sizleri eleştirmek değil direkt amacım ben de anarşist dünyayı hayal ediyor, istiyor, mücadele ediyorum ama bankada çalışıyorum. Sistem içinde barındığınız sürece sistemden tamamen kopamayacaksınız.

    5. Merhaba Gülce Hanım. Bu durumda tamamen vegan ürünler üretmesinin yaninda navegan ürünler de üreten bir firmanın vegan ürünlerini almamanız gerekiyor. Siz o ürünleri aldığınızda navegan bir ürün için bir hayvanın sömürülmesine katkıda bulunuyorsunuz. Firma sizin aldıklarınızla kalkınıyor sonuçta. Bu hassasiyeti de gösterip göstermediğinizi merak ettim açıkçası.

  • “Eser miktar” konusunu çok ayrıntılı anlatmışsınız, bildiklerimle örtüşüyor. Aslında “sözünü bile etmeğe değmez ama” anlamına geliyor. Ben de her şeyin piştiği bir lokantada yediğim etsiz yemeğe bir biçimde et ve et ürünlerinin karıştığını tahmin edebiliyorum. Ama bu beni durdurmuyor, çünkü dediğiniz gibi bulaşmamış ortam bulmak olanaksız. Ve dediğiniz gibi bu oruç değil, etik bir seçim.

    1. Doğru. Sadece süt değil, et için de aynı şey geçerli. Lokantada yediğim zeytinyağlı ıspanaktan kıyma tanesi de çıktığı oldu. Ne yapmalı? İçinde bulunduğu duruma göre herkes kendi kendi vicdanını kullanarak karar verecek tabii ki.

  • “Veganlık oruç değil ki herhangi bir koşul altında bozulsun.” Bu cümleyi ben de birçok kez kurmuşumdur. Veganlığı bir dini inanç, bir sekt haline getirmeye uğraşan epey vegan var. Örneğin bu eser miktar mevzusu hakkında ben de yazdıklarınıza katılıyor ve böylesi bir tutumu yanlış bulmakla birlikte “o zaman vegan değilsin” türü aforoz etme girişimlerinden belki biraz ağır olacak ama tiksiniyorum. Kimse kimsenin veganlığını ölçüme tabii tutma iktidarına sahip değil. Şu veya bu nedenle böyle bir tavra tahammülüm yok. Her kişi kendi bilgisi, motivasyonu, zihin açıklığı, sorgulama yetisi kapasitesinde nasıl yaşayacağına karar verir, bu veganlar için de böyle herkes için de. Yanımda et, süt ürünleri tüketen insanlar var diye bir vegan kabile reisine dönüşüp insanları canından bezdirmediğim gibi, “neden böyle bir yolu tercih ettin?” diye soranlara da ilgisi oranında kendimi ve nedenlerimi anlatıyorum. Varsa sorulara cevap vermeye çalışıyorum. Zaten daha da ilgilenmek isteyen olursa bir süre sonra daha uzun sohbetlere giriyoruz ve bazı şeylerin kendisi farkına varıyor, kendi aklı ve sorgulama yetisiyle. Fakat heyhat, bazı veganlar kendi arasında “gerçek islam bu değil” tadında saçma gerekçelerle başka kafasına uymayan veganları veganlıktan aforoz etme hakkını kendinde buluyor. Bu artık gülünç bir hal almaya başladı. Bu yüzden yazınızın çok iyi bir konuya değindiğini düşünüyor ve sizi yazınızdan ötürü tebrik ediyorum Yeliz hanım. Selamlar.

    1. Merak edenlere ve soru soranlara “ilgisi oranında” cevaplar vermek çok iyi bir ifade olmuş. 🙂

  • Ben birkaç hafta öncesine kadar eser miktar tüketiyordum çünkü bu durumu dışarda navegan bir yerde yediğim tabağın temizliğine benzetiyordum. Fakat sonra eser miktar ürünlerin süte alerjisi olan bir insanın alerjik reaksiyon göstermesine sebep olduğunu öğrenince içindeki süt ürününün fazla olduğunu düşünüp yemeyi bıraktım. Şimdi bu yazıyı okuyunca yine kafam karıştı. Alerjik reaksiyon göstermesi için gerekli miktarı nereden biliyorsunuz?

    1. Alerji çeşidine göre ve hatta kişiye göre değişiyor Arya’cığım. Bu alrejenler konusunda bir standart oluşturmak da bu yüzden bu kadar zor. Alerjisi olan bazı kişiler az miktarda sütü bile tolere ederken bazıları aynı ortamda süt olmuş olmasından bile etkilenip hastalanabiliyor. Bir de alerjinin ne alerjisi olduğu da değişebiliyor. Örneğin süt alerjisi diye genellenmesine rağmen bazen laktoz alerjisi, bazen kazein alerjisi, bazen protein alerjisi bazen de sütün içindeki bambaşka bir şeye alerji olabiliyor. Alerji çok karışık bir konu. O yüzden de uyarı yapmak isteyenler, aynı ortamda süt bulunduysa bile “eser miktarda süt içerebilir” diye uyarı koyabiliyorlar.

  • Eğer evinizde sadece vegan yemekler pişmiyorsa zaten tüm yemekleriniz “eser miktarda” hayvansal gıda içerebilir. Dolayısıyla bir vegan olarak eser miktarda süt,yumurta vs içeren yiyeceklerin tüketilmesinde bir sakınca görmüyorum.
    Ayrıca harika bir inceleme ve yazı olmuş, teşekkürler.

    1. Çok teşekkürler. Evet, söylediğiniz çok doğru. Tamamen vegan olmayan evlerde yediğimiz her şeyde eser miktar var aslında.

  • Güzel bir yazı.. Ben eser miktar yazılı ürünleri kullanmıyorum, gerekirse yurtdışından getirtiriyorum kullandığım gıdaları ama bu kullanılmaz demek değil. Yazıdaki tüm fikirlere de katılıyorum, zaten içinde bulunsaydı yazarlardı. Ben kendi evim dışında hiçbir yerde yiyecek tüketmiyorum ama bu benim kendi tercihim ve herkesin bunu yapması mümkün değil. O yüzden fazla kasmamak gerek.

    1. Sizi tebrik ediyorum! Çok tutarlı bir davranış. Eser miktar kullanmak istemeyen herkesin de böyle yapması gerekiyor aslında. Tebrikler tekrar 🙂

  • eser miktar var mı yok mu belli olmayan miktardır. yani eser miktar da olabilir de olmayabilir de…

    1. Aynen öyle. Hassas ölçüm aletleriyle tespit edilebilen minimum miktardan daha az bir seviyede, olabilir de olmayabilir de demek.

  • Cok guzel bir yazi olmus. Ben eser miktarin bu anlama geldigini bilmiyorum. Cok tesekkurler!

    1. Çok teşekkürler. Bence eser miktar konusundaki tartışmalar eser miktarı tanımlamamaktan ve “az miktarda” diye yanlış olarak algılamaktan kaynaklanıyor.

  • Merhaba Yeliz Hanım,
    Ben eser miktarda uyarısı olan ürünleri de başlarda tüketmiyordum. Fakat derinlemesine düşününce, ben, sağlık sorunu gibi bir nedenle vegan değilim. Benimki tamamen vicdani bir seçim. Dolayısıyla yediğim herhangi bir yemekte, vücudum direk olarak tepki göstermeyeceği için aslında ne kadar kaçınıyor olsam da, farkında olmadan hayvansal gıda alıyor olabilirim de. Vücudumun direk tepki vermemesi ve benim çok keskin bir damak tadımın olmamasından ötürü, başlardaki katı ve aslında kendimi zorlayıcı durumu biraz daha yumuşatmam ve bu işi kendime bir problem haline getirmek yerine, seçimlerim doğrultusunda yaşamak için çaba göstermem gerektiğine karar verdim. Bunu yapıyorum ve şirket yemekhanesinde de yemeklerin içeriğini her seferinde sorguluyorum aynı şekilde marketlerden yaptığım alışverişlerde ya da bir arkadaşımın ikramında içeriği kontrol ediyorum.
    İçerik benim için önemli olan. Ben bu besini yiyebileyim diye herhangi bir hayvanın esir alınmamış, acı çekmemiş olması benim için esas olan.
    Dolayısıyla, eser miktarda içermesi, içeriğinde bu ürünün yer aldığı anlamını taşımıyor ve benim için o ürün hayvansal ürün içermeyen ürünleri tüketmek isteyen bir kişinin tüketebileceği bir üründür.

    Saygılarımla,
    Güleser

    1. Ben de böyle düşünüyorum, ve üreticileri de hayvansal ürün içermeyen, yani vegan ürünler üretmeye teşvik ettiğini düşünüyorum.

      1. aynı yorumu yapacaktım sizin yorumunuzu gördüm 🙂
        nasıl alerjisi olanlar için çeşitli ürünler üretiliyorsa vegan olanlar için de yeni ürünler üretmelerine sebep olabilir bu talep. eser miktara takılırsak hiç bir tesis üretmez küçük bir grup için bir fabrika açma riski komik olur.
        hem de lezzetli olduğu için vegan olmayanların da sütlü yerine bitter tercih etmesi gibi 🙂

  • Merhaba

    Bence eser miktar uyarisi olan urunler vegandir. Yazinizda da bahsettiginiz gibi bu urunlere sut, yumurta gibi hayvansal urunler bilincli olarak eklenmiyor yani kullandigimiz urunun uretilmesi icin hicbir hayvan somurulmuyor.
    Gruplardaki tartismalari cok seviyesiz ve yersiz buluyorum. Vegan olmak bi bakima ozgurlukleri savunmak. Ancak bazi vegan arkadaslar baskalarinin ozgurluklerini goz ardi edip agir elestrilerde bulunuyor. Eser miktarda yiyorsan vegan degilsin demek nasil bir tabir anlayamiyorum. Veganlik normlarini kim belirliyor? Kime gore ne yaparsan vegansin? Sacmalik. Ben eser miktarda tuketiyorum ancak kesinlikle hayvansal bir urun kullanmiyorum, gerekirse ac kaliyorum ama yemiyorum. Dolayisiyla eser miktar tukettigim icin kimse bana sen vegan degilsin diyemez.
    Uc noktalar genellikle insanlarda antipati olusturur. Tipki cok koyu bir muslumanin namaz kilmayan birine ya da basini ortmeyene sen musluman degilsin demesi gibi. Asiri dincilerin insanlari dinden sogutmasi gibi asiri davranislari olan veganlar da hem veganlarin hem vegan olmayi dusunenlerin ireti olmasina neden olabilir. Vegan olmak tamamen kisisel bir tercih, bunun icin beni kimse zorlamadi kimsenin de benim veganligimla, kurallarimla ilgili konusmaya hakki yok.
    Gruplardaki seviyesiz tartismalar yuzunden artik sadece yemek paylasimlarinda bulunuyorum ve kesinlikle hicbir tartismaya mudahil olamıyorum. Bu kadar tahammulsuz ve hosgorusuz insanlarin goruslerinin benim icin hic bir anlami yok.
    Detayli yaziniz ve aciklamaniz icin tesekkur ederim. Yazilarinizi severek takip ediyorum.

    Savgiler
    Bahar Sezer

    1. Çok teşekkürler. Aslında vegan olmayı seçen kişilerin çok ortak yönü var, ve bu ortak yönleri hep hatırlamak gerekiyor. Farklılıklar her zaman olacak, her insan birbirinden farklı, hele düşünen bir insansa. Farklılığı ön plana çıkarmak yerine ortak noktalara yoğunlaşırsak hepimiz daha mutlu olacağız herhalde. Bu eser miktar yazısını, eser miktar hakkında bir bilgi eksikliği olduğunu düşündüğüm için yazdım. Umarım bu bilgiyi arayanlara yardımcı olur.

  • “Vegan logolu ürünlerde bile “eser miktar içerebilir” ifadesi kullanılabilirf. Bir ürüne test yapılsa bile (örneğin diyelim bu çikolata barına test yapılsaydı), misal laktoz için testler 70 ppm’in altına inemediği için, ancak 70 ppm’den az olduğu söylenebilirdi (yani 0,00056 gramdan az). Buna da bazıları sıfır diyor.”

    Yani 70 ppm’in altında eser miktar bulunsa dahi, bunun ölçümü yapılamıyor. O zaman tamamen vegan üretim yapmayan her yerde kesin olarak eser miktar vardır ya da olma ihtimali vardır, diyebiliriz (zaten siz de buna odaklanmışsınız yazınızda). Çünkü eser miktar “ihtimal dahilinde” olan bir şey; olabilir de olmayabilir de. 70 ppm’in altında ölçüm yapılamadığı için; ister şirketler tarafından eser miktar uyarısı yapılmış olsun, isterse olmasın o ürün için eser miktar ihtimali doğmuş oluyor. Eser miktar tüketmeyen kişiler de bu ihtimali vurguluyorlar zaten; milyonda bir eser miktar bulaşma ihtimali olsa dahi tüketilmesi etik değil, diyorlar. Hatta yukarıda “Bir yiyeceğin içine herhangi bir miktarda, bu miktar 0,00000000016 mikrogram dahi olsa hayvan bedeni parçası ya da salgısı girdiğini, ya da girmiş olabileceğini bile bile…” onu tüketemeyiz demiş birisi. Ama zaten eser miktar uyarısı olmayan ürünlerde de “0,00000000016 mikrogram eser miktar” bulaşma ihtimali her zaman var ve eser miktar uyarısı yapılmış ürünlerden etik anlamda hiçbir farkı olmayan bir ihtimal bu. Tek fark, şirketler olumsuz durumlarda büyük tazminatlarla karşılaşmamak için bazen 70 ppm’in üzerinde bulaşma ihtimali olan eser miktarları ürünlerinin ambalajlarına uyarı olarak yazmak oluyor.

    Yukarıda makaleyi okumayıp “Eser miktar vegan değildir.” vs. tarzı içi boş slogan ve ezberlere dayalı konuşan kişiler de eser miktar tüketiyorlar. Burada tartışılan eser miktarın vegan olup olmaması değil ki. Makaleyi anlamayıp ya da okumayıp önceden ezberlediğiniz sloganları tekrar ediyorsunuz. Ürün ambalajlarında eser miktar içerebilir yazmayan yiyecekler tüketildiğinde eser miktar tüketilmemiş olmuyor. Senin inancın öyle olabilir ama gerçek tamamen farklı. Tamamen vegan üretim yapılan yerlerden (Türkiye’de bildiğim kadarıyla yok böyle bir yer) alışveriş yapmıyorsanız eğer, eser miktar konusunda ahkam kesemezsiniz. Eser miktar uyarısı yapılan ürünü tüketen biriyle tüketmeyen arasındaki tek fark ppm değerlerinin değişkenliği oluyor. Ama zaten hayvan parçaları tüketmenin miktarı yoktur. “0,00000000016 mikrogram eser miktar”la “0,00076 eser miktar” arasında hayvan parçaları ve salgılarının bulaşması anlamında hiçbir fark yok. Ama “Önemli olan endüstrinin niyeti değil bizim niyetimiz.” demiş aynı kişi. Böyle bilimsel bir yazıya da zaten ancak böyle pseudoscience bir yanıt gelebilirdi. Mantıklı bir argüman söyleyin de insanlar sizi ciddiye alsın. Tamam, şirketlerin logolarına bakıp eser miktar uyarısı olan ürünleri tüketmeyelim çünkü “bile bile” eser miktar tüketmiş oluyoruz, diyorsunuz. Ama sorun şu ki, eser miktar uyarılı olmayan ürünler de “kesin olarak” eser miktar içeriyor ve bunu da “bile bile” tüketmiş oluyoruz. Ama derseniz ki şirket logoları üzerinden bir hayvan hakları etiği oluşturalım, bu konuda bir yorumum olamaz tabi. Sonuçta iki durumda da “bile bile” eser miktarlı ürünleri tüketiyoruz, değişen bir şey olmuyor. Yalnızca, ahlaki tercihimizi 70 ppm’in üzerinde bulaşma ihtimali olan eser miktarlı ürünleri tüketmemekten yana kullanıyoruz; ama ürün ambalajlarında yazan eser miktarları tüketmediğimizde sadece o eser miktarlı ürünleri tüketmemiş oluyoruz fakat yerlerine yeni eser miktarlı ürünleri satın alarak, ahlaki tercihimizi 70 ppm’in altında bulaşma ihtimali olan ve eser miktar olup olmadığını bilemediğimiz (tıpkı eser miktar uyarısı olan ürün ambalajlarında milyonda bir ihtimal eser miktar ihtimalinin bulunma olasılığı gibi) ürünlerden yana kullanıyoruz (tamamen vegan üretim yapmayan her yer eser miktardır. Maalesef Türkiye’de durum budur ve %100 vegan üretim yapılmayan her yer de böyledir). Bunun hayvan hakları etiği açısından bir fark yarattığını düşünmüyorum. Odaklanmamız gereken eser miktar vegan mıdır değil midir değil; ürün ambalajlarında yazan eser miktarları tüketmekle, ürün ambalajlarında yazmayan ama eser miktar bulaşma ihtimali her daim “kesin” olarak bulunan ürünleri tüketmek arasında ne gibi bir ahlaki fark var? Şirket logolarında yazan eser miktarlı ürünleri tüketmemeye ahlaki açıdan daha fazla önem atayanlar, şirket logolarında yazmayan ama “kesin” olarak eser miktar bulaşma ihtimali olan ürünleri neden görmezden geliyorlar ve sanki onlarda eser miktar yokmuş gibi davranıyorlar? Bu ikiyüzlülük değil de nedir? İkisinin ahlaki açıdan hiçbir farkı yok. İkisi için de ödediğimiz parayla hayvan öldürülmüyor ama eser miktarda ölü hayvan bedenleri ve salgıları ama 70 ppm’in üzerinde ama 70 ppm’in altında bir seviyelerde bulaşabiliyor. Ve mesele, bulaşma ihtimali olan her ürünün vegan olmamasıysa, ikisi de vegan değildir.

    Diğer bir konu, palm yağı konusunda hiçbir etik kaygı taşımayanlar ve tüketilmesini zeytin yağıyla bir tutanlar (zeytin yağı için hayvan öldürüldüğünü iddia ediyorlar ama iddia ettikleri gibi hayvan öldürülmez, palm yağı için ise ağaçlar yağmur ormanları kesilmek zorundadır ve bir sürü tür bu süreçte yuvalarından edilir veya direkt olarak öldürülürler. Zeytin ağacından zeytin toplarken, yanlışlıkla bir böceğe basıp öldürmekle bu kitlesel hayvan katliamını bir tutmak palm yağının sebep olduğu katliamı örtme çabasıdır) nasıl oluyor da insanlara hayvan hakları dersi verebiliyorlar? Hem de eser miktar tüketiyorken, eser miktar tüketmiyormuş gibi bir kandırmacayla insanlara “Siz eser miktar tüketiyorsunuz, veganlıktan aforoz edildiniz” diyerek… Ha bir de o kadar çok palm yağı reklamı yaptılar, o kadar çok palm yağı savunması yaptılar ki hatta bu konuda yazılar yayınlayarak palm yağının üzerinde oluşan kirli imajı temizlemeye çalıştılar. Şu habere http://www.haberler.com/malezya-turkiye-palm-yagi-ticareti-1-milyar-dolara-8449634-haberi/ sanırım en çok abolisyonistler sevinmiştir herhalde. Eser miktardan kaçınmanın hiçbir imkanı yok. Eğer ki vegan üretim yapan bir yerden alışveriş yapmıyorsanız eser miktar satın alıyorsunuz ve buna “niyet” ediyorsunuz demektir. Ve Türkiye’de vegan ürün üreten bir fabrika yok bildiğim kadarıyla. Ama palm yağı öyle değil. Palm yağı ürünlerini satın almak, kitlesel hayvan katliamını desteklemek, dünyanın can damarlarının yok edilmesini finanse etmek anlamına gelir. Bundan yine en çok hayvanlar zarar görüyor.

    Bu arada Yeliz Hanım, hayvansal ürün tüketen biriyle aynı sofrada yediğimizde de eser miktar uyarısı doğmuş oluyor, değil mi?

    Bu makaleyi yazdığınız için teşekkürler, gerçekten çok bilgilendiriciydi. Böylece asıl tartışma konumuzun eser miktardan kaçınabilmemizin, eser miktar uyarılı olsun veya olmasın fark etmez, tamamen “vegan üretim yapan yerler” olduğunu anlamış olduk ve üreticileri bu yönde teşvik etmemiz gerektiğini de… Yoksa her gün eser miktarı tartışsak bile, her tartışmanın sonunda taraflar eser miktarlı ürünleri satın almaya kaldığı yerden devam edecek ve iki taraf için de hayvan hakları açısından değişen bir şey olmayacak. He amacımız vegan otorite kesilmek ve gerçekleri çarpıtıp bir üstünlük kurma yarışıysa, bu yarışta abolisyonistler en ön safta, bunu da belirteyim. Ama gerçekler daima gerçek olarak kalır ve birileri zırvaladı diye asla değişmez.

  • Yalnız şöyle bir durum var;
    Mesela Eti Kakaolu aldığımızda “eser miktar” uyarısı görmüyorsunuz, ancak etinin diğer ürünlerinin %99’unda eser miktar uyarısı var veya direk süt/yumurta var. Emin değildim bu konuda o yüzden yazı çok işime yaradı.
    Ben daha yeni vegan olmuş biriyim, bu konuda da çok mutluyum, geçenlerde çubuk kraker yedikten sonra arkasında eser miktarda süt içerebilir uyarısı gördüm, bir anda suçluluk hissedip, ulan bunu bile beceremedin diye kendi kendime konuşmaya başladım 🙂 Neyse bu yazı benim için iyi oldu tekrar teşekkürler 🙂

Yorumlar kapalı.