Bir mayonez canavarı olarak veganlık beni zorladı diyebilirim. 🙂

Neyse ki Amerika’da vegan olmuştum ve orada çok çabuk buldum vegan mayonezi. Çok kolay olmadı tabii. O zamanlar aldığım bursla geçinen (hem de dünyanın en pahalı şehirlerinden birinde) memur çocuğu bir doktora öğrencisiydim. Alışveriş yapmaya alışık olduğum en ucuz (ve pis kokulu, Amerika’daki marketler niye pis kokar anlamıyorum) köşe marketlerinde aradığım vegan ürünler yoktu. Yavaştan doğal ve organik ürün marketlerini keşfedince oralarda çeşit çeşit vegan seçenek buldum. Ve tabii ki vegan mayonez de. Ancak ilk birkaç mayonez ciddi bir hayal kırıklığı yarattı ve bunlara sanki dünyanın servetini yatırmışım gibi gelmişti 🙂

Vegenaise

Sonra güzelim Vegenaise’i keşfettim 🙂 İşte buydu. Aradığım tat, kıvam…

En muhteşem vegan mayonezi, Vegenaise’i bulmuştum ve bana yakın hangi marketlerde olduğunu da kafama kazımıştım. Hayat yine güzeldi, kuşlar yine cvıldıyordu… 🙂  Vegenaise’li vegan hayat güzeldi.

Taaa ki Amerika’dan taşınana kadar.

Fransa’da vegan mayonez bulamamıştım o dönemlerde (ama neyse ki süper vegan yoğurt vardı!)

Ancak vegan ürün yoksunu Türkiye’ye dönünce mayonez sevdası iyice derinleşti, ama yapacak bir şey yoktu. Avrupa’dan gelen mayonezleri sevmiyordum, tek çare her gelenden Amerika’dan mayonez istemekti. Ama daha Floradix vardı istenecek, vegan B12 vardı, keten tohumu yağı vardı, besin mayası vardı. Daha sağlıklı şeyler hep ağır bastı, ve mayonez bir köşeye itildi. Ama mayonez sevdam geçmedi. Her fırsatta değişik mayonezler deniyordum, belki o eşsiz Vegenaise’e bir alternatif olur diye umarak. Her defasında hayal kırıklığı oldu, hüsran oldu.

Taaa kiiiii….

Fabanaise

Taa ki geçen yaz New York Üniversitesi’nde aquafaba ile ilgili çalışma yapmaya gidene kadar. Gider gitmez ilk alışverişte Vegenaise’i alıp buzdolabında baş köşeye yerleştirdim (badem ezmesi, keten tohumu yağı, alfalfa filizleri ve muhteşem avokadolarla birlikte tabi). Sonra da aquafaba ile çalışmalarıma başladım. (Onları da burada anlatmayı planlamıştım, ama daha çok e-mail grubunda ve Vegan Yemekler Facebook sayfasında anlattım. Belki yakında burada da özet geçerim.) Çalışmanın sonlarında, artık tüm projeyi toparlayıp geri dönme hazırlıkları başladığında, aquafabadan yaptığım çeşitli bezeleri (yani vegan meringue’leri) tatmak için bir yemek uzmanı ve gazeteci davet etmiştik. Böylece, daha önce üzerine seminer bile verdiğim Impossible Burger‘ı da beraber tatma şerefine eriştiğim güzel insan Larissa Zimberoff ile tanıştım. Tesadüfe bakın ki tam o günlerde Larissa bir yazı yazmıştı ve bilin bakalım yazı ne üzerineydi? Vegenaise’i üreten firma üzerine! (Forbes’da yayınlanan yazıya buradan erişebilirsiniz). Laf lafı açıp da New York’ta yemek yemeyi sevdiğimiz mekanlardan bahsetmeye başladığımızda, mayonez sevdiğimi farkeden Larissa (hayret 🙂 ), konu da aquafaba iken aquafaba’dan yapılan mayonezi deneyip denemediğimi sordu. Böyle bir projenin varlığını biliyordum ama satışa çıktığından haberim yoktu! Bu mayonezi üreten firmanın New York’ta olduğunu ve şimdilik sadece New York’ta satıldığını söyledi Larissa, kendisi henüz bulamamıştı. New York’taki de son günümdü, yapılacak şey miydi bu bana?!!!

Test mutfağında geçen güzel bir tadımın ve New York’un en sevdiğim parkında sıcak bir yaz akşamının sonunda o akşam geç saatlerde boynum bükük eve doğru (yani pis kokulu Çin mahallesinde fahiş fiyata kiraladığım eh işte apartmana doğru) yürürken karşıma mucize eseri bir Whole Foods çıktı. Yani oraların en büyük ve alternatif süpermarketlerinden biri. Gece neredeyse 11 olmuştu, ama dükkan hala açıktı ve kapanmasına sadece 15 dakika kalmıştı.

Uzun bir arama macerasından sonra tam umudu yitirmiş ve kös kös dükkandan çıkmaya hazır haldeyken Fabanaise’i buldum 🙂 Hoplaya sıçraya eve gidip Fabanaise’i bavula yerleştirdim ve  artık dönüş yoluna hazırdım 🙂

Ancak bunu denemek konusunda oldukça çekimserdim 🙂 Nohut suyundan yapılmış bir vegan mayonez pek çekici gelmemişti açıkçası. Ama ilk Vegenaise şişesinin dibini gördükten sonra bunu da daha fazla riske atmadan, bozulmasına izin vermeden bir şans verip denemeye karar verdim.

Veee… Sonuç muhteşem!

Vegenaise ile Fabanaise karşılaştırması

Vegenaise hala bir numara, ama Fabanaise onu çok yakından takip ediyor. Fabanaise biraz daha sıvımsı, ama kabul edilebilir miktarda. Ve biraz daha ekşimsi. Yine kabul edilebilir miktarda. Sonuç olarak süper!

Elbette her güzel mayonezin bir sonu vardır, ve nihayet Fabanaise şişesinin de dibi göründü (hatta fotoğrafta da dibine gelmek üzere 🙂 ) Her mayonez şişesinin bir dibi vardır 🙂

Sonra ne yaptım? Elbette evde vegan mayonez maceraları başladı. Onu da bir sonraki yazıda anlatırım.

(Ondan önce ise üstteki fotoğrafta en sağdaki vegan mayonezi denedim, ki şu anda Türkiye’de bulunabiliyor, ancak o da tipik Avrupa vegan mayonezi, ve beni hiç tatmin etmedi.)

Peki ya sizin favori bir vegan mayonez markanız var mı?

 

En muhteşem vegan mayonezler

Comments

comments

Etiketlendi:                 

En muhteşem vegan mayonezler” üzerine 2 düşünce

  • Yeliz hanim merhaba
    Almanyada ki vegan mayonezlerin icinde bir madde var.Guarkernmehl.
    Bunu arastirdigimda “Guar zamki”oldugu anlasiliyor.Hindistan ve Pakistanda yetisen ,tohumlari bezelye gibi olan,ancak kimyasal bir katki maddesi olarak kullanilan,almanyada da un haline getirilip mayonezlere konan bir madde. Acaba ;vegan mayonez bile olsa bu katki maddesini ,kivam artirici olarak nicin kullaniyorlar,bilmeden yedigimizde zarari nedir,sizin ABD de yediginiz,sevdiginiz mayonezlerde varmdir? Bazi ev de yapilan mayonezlere de Guarkernmehl (Guard unu )konuyor.Bu durumdan cok rahatsizim,bircok kez vegan mayonez yedim ,arastirdiktan sonra anladim Gurk zamki oldugunu.Bu konudaki görüslerinizi rica edebilirmiyim yanitlarmisiniz lütfen,Selam ve saygilar.

    1. Ayşe Hanım, bu madde tek başına zararlı bir madde değil. Kıvam artırıcı. Çok uzun zincirli bir karbonhidrat aslında. İngilizce olarak guar gum diye geçiyor, Türkiye’de bazen guar sakızı, guar zamkı veya guar gum diye geçiyor. Bu madde olmadan da mayonez yapabilirsiniz, ama kıvamı çok koyu olamıyor. Bende evde var guam sakızı, çok ender durumlarda kullanıyorum. Çok çok az bir miktarı çok kıvam veriyor ama biraz kaygan bir dokusu var, her şeye yakışmıyor. Genelde kıvamlandırıcı kullanmak istediğimde artık patates nişastası kullanıyorum. Sanırım guar sakızı daha ucuza geliyor, ve hiç tadı yok, o yüzden ticari ürünlerde çok tercih ediliyor. Ticari bir ürünün içinde gördüğünüzde tedirgin olmanıza gerek yok. Koruyucular ve yağlar daha tehlikeli bence.

Yorumlar kapalı.